Akut enfeksiyon bulguları olmaksızın sağlam kulak zarı arkasında orta kulak boşluğunda sıvı toplanması ile karakterize bir klinik tablodur. Bu hastalarda ateş kızarıklık ve şiddetli kulak ağrısı gibi bulgular görülmez. Kulaktaki sıvı genellikle akut bir orta kulak iltihabını takiben ortaya çıkar. İltihabın yarattığı etkiyle genellikle östaki borusunda bir tıkanma meydana gelir. Orta kulakta zamanla bir negatif basınç ortaya çıkar. Bir sure sonra orta kulak mukozası salgı salgılayan bir değişime uğrayarak kulaktaki sıvının kalıcı olmasına neden olur. Orta kulak enfeksiyonları dışında barotravma, nazofarinks kanserleri, radyoterapi ve allerjide kulakta sıvı toplanmasına neden olabilir. Özellikle erişkinlerde tek taraflı kulakta sıvı toplanması durumu olduğunda hastada bir geniz tümörünün varlığı mutlaka ekarte edilmelidir.
Orta kulakta sıvı toplanması çocukluk çağının en sık hastalıklarından biridir. Bunun nedenide östaki borusunun küçük çocuklarda yer düzlemine daha paralel olmasıdır. Ana okulu ve kreş ortamında bulunan çocuklar daha fazla risk altındadır. Sigara içen ailelerin çocuklarında kulakta sıvı toplanması daha sık rastlanılan bir durumdur. Çocuklarda geniz etinin bulunması, geniz etinin mikroorganizmalar için bir rezervuar görevi görmesi nedeni ile kulakta sıvı toplanması için bir risk faktörüdür. Orta kulaktaki sıvı incelendiğinde sıklıkla üretilen mikroorganizmalar tıpkı akut orta kulak iltihaplarında olduğu gibi S. Pneumonia, H. İnfluenza ve M. Catarrhalis dir.
ORTA KULAKTA SIVI TOPLANMASINDA TANI NASIL KONULUR
Hasta çocuklarda genellikle ateş ve şiddetli kulak ağrısı izlenmez. Çocuklarda genellikle bir huzursuzluk hali vardır. Bu çocuklar ellerini sürekli olarak kulaklarına götürürler. Hastalarda hafif derecede bir işitme kaybı söz konusudur. Muayenede kulak zarı matlaşmış ve dışarı doğru bombeleşmiş olarak görülür. Zaman içerisinde kulak zarında çökme başlar. Yapılan timpanometri testinde orta kulakta negatif basınç izlenir ve akustik refleksler alınamaz. İşitme testinde iletim tipi işitme kaybı gözlenir.
KULAKTA SIVI TOPLANMASINDA DOĞAL SEYİR NASILDIR
Kulaktaki sıvı genellikle 3 ay içerisinde kendiliğinden yok olur. Ancak hastaların % 10-20 sinde sıvı kalıcı olabilir. Bu durumda zamanla negatif basıncın etkisi ile kulak zarında çökme başlar. Yıllar içerisinde kulak zarı orta kulak duvarına yapışır hale gelir. Kulak kemikçiklerinde erimeler olur. Bazı hastalarda kolesteatom dediğimiz hastalık gelişebilir.
KULAKTA SIVI TOPLANMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisi ilk tercih edilecek tedavi yöntemidir. Bu amaçla sıklıkla kullanılan ilaçlar antibiyotikler, dekonjestanlar, antihistaminikler, steroidler ve aşılardır.
Antibiyotikler: orta kulakta sıvı toplanmasının ilaç tedavisinde en sık kullanılan ilaç antibiyotiklerdir. Antibiyotik kullanımının ne süre ile olması gerektiği ise üzerinde fikir birliği olan bir konu değildir. Bir çok hekim antibiyotiği 1 ay süre ile en az iki defa on günlük uygulama şeklinde kullanmayı tercih etmektedir. Bu amaçla en sık kullanılan antibiyotikler; amoksisilin-klavulonik asit, sefalosporinler, co-trimaksazol ve makrolidlerdir.
Dekonjestanlar: etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Ancak bir çok hekim topikal dekonjestanları kısa süreli olarak (4-5 gün)antibiyotik ile birlikte kullanmayı tercih etmektedir. Bazı hekimler ise daha uzun süreli ağızdan alınan sistemik dekonjestan kullanabilmektedir.
Steroidler: sistemik olarak kullanılan steroidler kısa dönemde sıvının kaybolmasına yardımcı olsalarda uzun dönemde sıvı tekrar oluşmaktadır. Yan etkileri göz önüne alındığında steroid kullanımı sakıncalı bulunmaktadır. Ancak nazal yolla topikal steroidler kullanılabilir. Ancak etkinlikleri kanıtlanabilmiş değildir.
Antihistaminikler: altta yatan bir allerji söz konusu olmadıkça antihistaminik kullanımı doğru bir seçenek değildir.
Aşılar: son yıllarda yapılan çalışmalar pnömokok ve H. İnfluenza aşılarının tekrarlayan orta kulak enfeksiyonlarında ve efüzyonlu otitis mediada hastalığın oluşmasında ve tedavisinde olumlu katkıları olduğunu göstermektedir.
Cerrahi Tedavi ( kulak zarına tüp takılması )
Üç aydan daha uzun sure ilaç tedavisi ile düzelmeyen sıvı toplanmalarında cerrahi tedavi gündeme gelir. Cerrahi tedavide uygulanan yöntem kulak zarına ventilasyon tüpü takılmasıdır. Buradaki amaç orta kulağın havalanmasını sağlayarak kısır döngüyü kırmaktır. Kulaktaki sıvı toplanmaları genellikle tüp takılmasına iyi cevap verir. Ancak bazı olgularda ventilaston tüpü bir kaç kez takılmak zorunda kalınabilir. Bazı olgularda ise ventilasyon tüpüne ragmen hastalık seyri devam edebilir. Bu durumda timpanomastoidektomi şeklinde daha büyük cerrahilere gereksinim olabilir.
Bazı durumlarda ventilasyon tüpü uygulaması daha erken dönemde gündeme gelebilir. Bu durumlar;
tekrarlayan orta kulak iltihabı varlığı
kulak zarında çökme oluşması
işitme kaybının 35 dB den çok olması
iç kulak tipi işitme kaybı gelişmesi
Takılan ventilasyon tüpleri, tüpün tipine bağlı olarak 6-12 ay civarında kalırlar. Bu süre içerisinde hastaların kulaklarını sudan korumaları gerekir. Kulak iyileştiğinde tüp genellikle kendiliğinden atılır ve herhangi bir işleme gerek kalmaz. Kulak zarındaki delik de kısa sürede kendiliğinden kapanır. Çok nadir olarak tüp atıldıktan sonra kulak zarındaki delik iyileşmeyebilir. Bu durumda cerrahi olarak deliğin kapatılması gerekebilir.